PROF.DR.ŞEMSETTİN DURSUN

İNSANLIK İÇİN ROL MODEL DOSTLUK- 1

Medeniyet tasavvurumuzdaki dostluk, yürek merkezlidir ve diğergâmlığı esas alır. Farsça kökenli bir kavram olan dostluk sözcüğünde; samimiyet, sadakat ve derinlikli sevgi saklıdır.

 

Dostlukta hesabilik olmaz, hasbilik vardır. Her zorlukta ve sıkıntıda sırtını dayayabileceğin, güvenebileceğin ve inanabileceğin kişidir dost. Dostlukta ilişki bağları çok güçlü ve sarsılmazdır. Bu ilişki bağında diri vicdan, sahih ahlak, irfan ve hikmet vardır. Bu parametrelerden yoksun insanlık, küreselleşmenin dayattığı sanal ortamlarla kalbi ve sahici bir dostluk kuramaz.

 

Burada, Hazreti peygamber (s.a.v.) ile Hz. Ebubekir’in bütün bir insanlığa örnek olacak dostluğunu ele alacağız. Vahyin gölgesinde hayatını inşa eden ve Habibullah (Allah’ın dostu) unvanını kazanmış ufuk peygamber; dürüstlüğü, sadakati, samimiyeti ve cömertliğiyle maruf Hz. Ebubekir ile sarsılmaz bir dostluk kurar. Bu öyle bir dostluk ki, her zaman ve mekânda, her durum ve pozisyonda kendini kanıtlamıştır. Hz. Ebubekir, Miraç olayında Mekkeliler Peygamber Efendimizi (s.a.v.) yalanlarken, “O (Peygamber) diyorsa, doğrudur.” diyerek sadakatini kanıtlamış; Mekke’den Medine’ye hicrete zorlandığında kaldıkları mağarada ölümle aralarında bir örümcek ağı kalmışken, yürek-yüreğe “Yar-ı gar” (mağara dostu) unvanını kazanarak sadık dost olduğunu kanıtlamıştır. Hz. Ebubekir’in Hz. Peygamberle olan bu dostluğu, bütün bir insanlık için örneklik teşkil etmektedir. Hz. Ebubekir bu tavrıyla bütün bir insanlığı temsil etmekte ve eğer insanlık bunu rol model olarak alırsa, hakiki kurtuluşun gerçekleşeceğini bizlere hatırlatmaktadır.

 

Dostluk, acziyet değil bir gerekliliktir. Cebrail (a.s) ile sırdaş olmuş, Habibullah unvanını almış bir peygamber, Hz. Ebubekir ile dostluk kurmuşsa, bu bize bir mesajdır. Dost ve dostluk; samimiyet, doğruluk ve sadakat üzerine kurulur. Her türlü kibirden azade, gönül-gönüle ve yürek-yüreğe bir duruştur. Muhyeddin Şekur der ki; “İnsan ancak dostları kadar büyür, dostları kadar gelişir. İnsanın çapı dostlarının çapı kadardır. Bir insanla dost olmak, geleceğinizi o insana emanet etmektir. Kişinin kalitesini dostları belirler. Herkes kendi ayarına, aklına uygun dost edinir.” Hz. Ömer, “Kişinin dostu aklının kılavuzudur” diyerek aklımıza kılavuzluk edecek, bizleri doğru istikamete yönlendirecek ve bizlere rehberlik edecek dostlar edinmemiz gerektiğini söyler.

 

“Üç günlük” dostluklar var ve “ömürlük” dostluklar var. Çıkara, menfaate dayalı dostluklar “üç günlük” dostluklardır. Samimiyete, sadakate, güvene ve sahici duruşa dayalı dostluklar “ömürlük” dostluklardır. Şems-i Tebrizi, “Biri gelir seni sen eder, biri gelir seni senden eder” diyerek dostluğun hayati derecede önemli olduğunu ifade etmektedir.

 

Bütün bir insanlığa örneklik teşkil eden Hz. Peygamber ile Hz. Ebubekir dostluğu; bizlere “hayat sigortası”, “aklımıza kılavuzluk” ve “üç günlük” değil, “ömürlük” dostluğu hem söylemde hem yaşantıda ortaya koyarak hakiki dostluğun nasıl olması gerektiğini göstermişlerdir. Zira çağlar üstü mutlak nizam İslam’ın ön gördüğü dostluk, söylem ve eylemin birlikte gerektirdiği bir duruştur. İmam Şafii der ki, “İslam kal dini değil hal dinidir.” yani, İslam söylem dini değil, yaşam dinidir. Söylemlerimizle eylemlerimiz örtüşürse bir anlamı vardır. Uygulaması olmayan bir söylemin ne tesiri olur ne de bir anlamı. Hz. Peygamber ile Hz. Ebubekir’in dostluğunda; sahici bir duruş, fedakârlık, samimiyet, sadakat ve kalbi bağlılık gibi yüce değerlerle bezenmiş bir hayat tarzı vardır. İnsanlık, böyle bir hayat tarzına yabancıdır. Bu “hayat tarzında”; hayat vardır, güzellik vardır ve “benmerkezci” anlayış değil, bütün toplumsal katmanların yararını esas alan “Biz merkezci” anlayış vardır. Diğergâmlığı, fedakârlığı, toplumsal yararı, samimiyeti, sadakati, güveni ve asil duruşu esas alan böyle bir dostluğa bütün bir insanlık hava gibi, su gibi ve oksijen gibi ihtiyaç duymaktadır. Bu bilinçte olanlara selam olsun.

Temennimiz odur ki, bu bilinçte olmayanlar bir an önce bu bilince ulaşarak onun ab-ı hayatından kana kana içsinler. Bu bilinç, bütün bir insanlığın ortak değeri olsun.

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri