Aşkın AKDAĞ

''Entrikalar İçinde Gerçeğe Yolculuk''

Hayat, bazen bir tiyatro sahnesini andırır. Perde açılır, herkes rolünü oynamaya başlar. Alkışlar, tebessümler, övgüler arasında görünmeyen bir şey vardır: gerçek. O gerçek, çoğu zaman sahnenin arkasında gizlenmiştir. Çünkü her yüzün bir maskesi, her sözün bir alt metni, her iyiliğin bir hesabı olabilir. Ve işte insan, bu maskeli balonun içinde hakikati ararken, kendini bir labirentin ortasında bulur. Entrikalar… Kimi zaman bir dedikoduda, kimi zaman bir koltuk hırsında, kimi zaman da dostun sessiz bakışında gizlenir. Görünürde sıradan olan bir olayın ardında, bazen koca bir plan, bazen yıllardır biriken bir kin yatabilir. Ama ne kadar karmaşık olursa olsun, her entrikanın ortak bir sonu vardır: gerçeğin ortaya çıkışı. Çünkü hakikat, er ya da geç, bir yolunu bulur; kimi zaman bir cümlede, kimi zaman bir tesadüfte, kimi zaman da bir vicdan sızısında kendini gösterir. Bugün yaşadığımız çağ, belki de tarihin en karmaşık dönemlerinden biri. Gerçekle yalanın birbirine karıştığı, algıların hakikatin önüne geçtiği bir zaman dilimindeyiz. Bir haber, bir paylaşım, bir cümle; milyonların zihnini şekillendirebiliyor. Kimin doğruyu söylediğini anlamak neredeyse imkânsız hâle geldi. Ama işte tam da bu noktada, insanın iç sesi devreye giriyor. Vicdan dediğimiz o sessiz rehber, karmaşanın içinde yönümüzü bulmamızı sağlayan tek pusula. Gerçeğe yolculuk, dışarıda değil aslında içeridedir. Kendi içimizdeki korkularla, önyargılarla, çıkarlarımızla yüzleşmeden “doğru”ya ulaşmak mümkün değildir. Bazen kendimizi kandırırız, bazen başkalarını. Ama insanın içindeki hakikat duygusu asla tam olarak susturulamaz. Bir gün, en beklenmedik anda karşımıza çıkar; bir yüzleşme, bir kayıp, bir yalnızlık anında… O an, bütün maskeler düşer, bütün roller anlamını yitirir. Entrikalarla örülü bir dünyada dürüst kalmak kolay değildir. Ama dürüstlük, en sessiz ama en güçlü direniştir. Çünkü yalanın ömrü kısa, gerçeğin nefesi uzundur. Bir gün gelir, bütün oyunlar biter; perde kapanır, ışıklar söner. Geride sadece hakikat kalır. Ve belki de hayatın en büyük sınavı, o karanlık entrikalar arasında yönünü kaybetmeden, içimizdeki ışığı koruyabilmektir. Gerçeğe giden yol, bazen dikenli, bazen ıssız, bazen de yalnızdır… Ama sonunda vardığın yerde, bir sessizlik olur — huzurun sessizliği. Ve o sessizlik, her şeyin ötesinde, hakikatin sesidir

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri

    Bu yazarın başka makalesi yoktur.