HALİL EL

MİDYAT NEDEN VİLAYET OLMALI?

Haritaya dikkatle bakın…

 

 

Dicle Havzası’nın kalbine doğru ilerleyin.

 

Orada, sessiz ama vakur bir şehir durur: Midyat.

 

 

Taşın diliyle konuşur,

 

medeniyetin sabrını taşır

 

ve bu ülkenin geleceğine dair sözü vardır.

 

 

Bugün artık şu cümleyi rahatlıkla kurabiliriz:

 

Midyat, doğal bir vilayettir.

 

Yeter ki bu gerçek, resmiyet kazansın!

 

 

 

 

Midyat yalnızca bir şehir değildir.

 

Bir merkezdir.

 

Ve öyle bir merkezdir ki,

 

Dicle Havzası’nın ortasında,

 

adeta bölgenin stratejik aklı gibidir.

 

 

Turizm potansiyeli,

 

tarihsel birikimi,

 

çok kültürlü dokusu

 

ve coğrafi konumuyla

 

Güneydoğu’nun parlayan yıldızıdır Midyat.

 

 

İl olması demek…

 

Bu yıldızın yalnızca parlaması değil,

 

aynı zamanda bölgesini aydınlatması demektir.

 

 

 

 

Düşünün:

 

Turizmde Midyat markası…

 

İhracatta, kırsal kalkınmada, kültürel ekonomide

 

öncü bir rol…

 

 

Bölgenin kalkınma şiirine dâhil olacak bir ritim!

 

Mardin’in yükünü hafifletecek,

 

Batman’a nefes aldıracak, Siirt’i aydınlatacak,

 

Şırnak’a vizyon sunacak bir merkez üssü…

 

 

Midyat il olursa,

 

Dicle Havzası bu ülkenin yalnızca bereketli değil,

 

aynı zamanda akıllı büyüyen bir bölgesi olur.

 

 

 

 

Ama bir başka husus daha var ki

 

çok kıymetli: Diaspora Midyatlılar.

 

 

Yurt dışında milyonları bulan Midyatlılar,

 

bugün dünyanın dört bir yanında yaşıyor.

 

 

İl statüsüyle birlikte o aidiyet duygusu tavan yapacak.

 

Midyat, dışarıdaki evlatlarıyla

 

daha güçlü bağlar kuracak.

 

 

Ve bu bağ,

 

ülkemiz için adeta yurt dışındaki göz ve kulak olacak…

 

 

Kültürel diplomasiden yatırım ilişkilerine kadar

 

sayısız katkıyı beraberinde getirecek.

 

 

 

 

Unutmayalım:

 

Bu topraklara, bu insanlara

 

geçmişte verilmiş nice il sözü var.

 

 

Rahmetli Menderes’in…

 

Rahmetli Demirel’in…

 

Ve daha birçok devlet büyüğünün verdiği söz…

 

 

Artık yerine getirilmelidir.

 

 

Ahde vefa da bunu gerektirir,

 

akıl ve adalet de…

 

 

 

 

Midyat;

 

sadece hak istemiyor,

 

hakkı olanı talep ediyor!

 

 

Ve bu talep,

 

bölgesel kalkınma, millî vizyon ve

 

küresel aidiyet açısından da

 

tarihî bir fırsattır.

 

 

 

 

Son söz:

 

 

Midyat il olmalı…

 

Çünkü bu şehir,

 

yalnızca geçmişin değil,

 

geleceğin de sesi olmayı hak ediyor.

 

 

Ve Midyat,

 

bu ülkenin kalkınma şiirine

 

bir mısra değil, bir kıta yazmaya hazır!

 

 

Halil EL

 

[email protected]

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri