CUMHURİYET BAYRAMI SEVİNÇ VE COŞKUYLA KUTLANDI

Cumhuriyet Bayramı'nın 98. yılı coşkuyla kutlandı.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, Batman’da düzenlenen törenlerle coşkuyla kutlandı.
 
Cumhuriyet Bayramı kutlama törenlerine; Vali Hulusi Şahin, Eşi Ebru Şahin, Garnizon Komutanı Hava Seyrüsefer Albay İhsan Kaplan, Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Mete, Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanı Fatih Yıldırım, İdare Mahkemesi Başkanı  Mehmet Kürklü, Batman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İdris Demir,  Vali Yarımcıları İbrahim Güneş ve Kadir Kılıç, İl Emniyet Müdürü Köroğlu Kıraç, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Hakan Başkaya, siyasi partilerin il başkanları ve temsilcileri, kamu kurum yöneticileri,  Emniyet ve TSK mensupları,  şehit yakınları, gaziler ile çok sayıda öğrenci ve vatandaş katıldı. Bayram kutlamaları, Valilik bahçesindeki Atatürk anıtına Valilik, Garnizon Komutanlığı ve Belediye Başkanlığı çelenklerinin sunumu, ardından saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlandı.
 
VALİ ŞAHİN TEBRİKLERİ KABUL ETTİ
 
 
Cumhuriyetin 98. yıldönümü tüm yurtta olduğu gibi Batman’da da coşkuyla kutlandı. Cumhuriyet Bayramı kutlamaları, Valimiz Hulusi Şahin’in, Valilik konferans salonunda tebrikleri kabul etmesi ile başladı. Tebrikleri tek tek kabul eden Vali Şahin, katılımcıların Cumhuriyet Bayramını kutladı.
 
YAĞIŞLI HAVAYA RAĞMEN YOĞUN İLGİ
 
 
 
Tebrik töreninin ardından Vali Hulusi Şahin ve il protokolü ile birlikte Valilik karşısındaki Turgut Özal bulvarında düzenlenen Cumhuriyet Bayramı kutlama programına katıldı. Aziz şehitlerin anısına saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan kutlama töreni, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlama mesajının okunmasıyla devam etti. Daha sonra Vali Hulusi Şahin, Garnizon Komutanı Hava Seyrüsefer Albay İhsan Kaplan ile birlikte tören aracı üzerinde yağışlı havaya rağmen törene yoğun katılım sağlayan halkın ve öğrencilerin bayramını kutladı. Öğrenciler tarafından okunan şiirlerin ardından Vali Hulusi Şahin, günü anlam ve önemini belirten bir konuşma yaptı.
 
Vali Şahin, konuşmasında, Cumhuriyetin kuruluşunun 98. yılını kutlamanın coşkusunu hep birlikte yaşadığını belirterek, “Cumhuriyetimizin 98. yaş gününde Türkiye Cumhuriyeti her yönüyle dünyanın en önde gelen, sözü dinlenen, oyun kurucu olarak kabul edilen bir büyük ülke olarak tarih sahnesinde hak ettiği yeri alıyor. Yüzüncü kuruluş yılına yaklaştığımız bu günlerde Türkiye, her zaman olduğu gibi yine mazlumların savunucusu, hakkı ve hakikati vaz eden bir büyük medeniyeti temsil ediyor. Gün geçtikçe ve güçlendikçe bu vasfımızı daha da etkili bir biçimde ortaya koyacağız. Cumhuriyetin ilanına giden süreç hepinizin bildiği gibi çok çileli, büyük bedeller ödediğimiz yıpratıcı bir mücadeleye sahne olmuştur. Yüz yılı aşkın bir süredir topraklarına dört koldan saldıran düşmanlara karşı çarpışan ordumuz zayıflamış, hem iktisadi hem de beşeri kaynaklarımız tükenmişti. Son ve en büyük savaş olan Harbi Umumide ise kelimenin tam manası ile tükendik. Bu büyük yıkımın üzerine ise daha büyük bir felaket kapıda idi. Mondros Mütarekesi sonrası galip devletler ve onların taşeronları son kalan vatan topraklarının üzerine üşüştü. İşte bu ahval ve şerait içinde vatan kurtarıldı. Ama elde avuçta hiçbir şey kalmamıştı. 13 milyon nüfusun çoğu kaybedilen topraklardan elde kalan son vatan parçasına tutunmuş, harap ve bitap düşmüş vaziyette idi. Kırk bin köyün sadece 136'sında ebe vardı. Bütün ülkede 337 doktor bulunuyordu. Ahali verem, tifüs, tifo, trahom gibi hastalıklardan kırılıyordu. Bebek ölüm oranı yüzde 40'ın üzerindeydi. Anne ölüm oranı yüzde 18'di. Ortalama ömür 40 civarındaydı. Toplam 4 bin 894 ilkokul, sadece 72 ortaokul ve sadece 23 lise vardı. 115 bin bina işgalci yunan ordusu tarafından yakılmıştı. Limanlar, madenler, demiryolları yabancılara aitti. Sadece dört fabrika ayakta kalabilmişti. Hereke ipek, Feshane yün, Bakırköy bez ve Beykoz deri. O günden bu yana ihracatımız 764 kat, GSYH 535 kat, kişi başına düşen milli gelirimiz 55 kat arttı. Sağlıkta, eğitimde, ulaşımda dünya standartlarını yakaladık, hatta yer yer üzerine çıktık. Bütün bunlar Cumhuriyetin eseridir.
 
 
23 Nisan 1920'de kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi milli mücadeleyi zaferle neticelendirmiş, bu zafer Lozan Antlaşması ile bütün dünya tarafından tescillenmiş ve yeni Türk Devleti tanınmıştı. Artık bu Devletin yönetim şeklinin belirlenmesi gerekiyordu. İşte bu zaruret Atatürk'ün ‘En büyük Eserim’ dediği Cumhuriyeti doğurdu. Cumhuriyetin ilânı ile "Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir" kuralı, artık devlet yönetiminde, en belirgin şekliyle yerini alıyor; demokrasiye giden yol daha aydınlık olarak çiziliyordu.  Atatürk, cumhuriyeti ilân ederken demokrasinin bütün kurallarının zamanı geldikçe uygulanması görüşünde idi. Türk milletinin, siyasal haklarını dilediği gibi kullanması, memlekette çoğulcu demokrasinin işlerlik kazanması, O'nun baş amacı idi. Nitekim çok partili döneme geçme ile ilgili Atatürk döneminde yapılan iki büyük deneme, bu hususu göstermektedir. İstiklal Harbini zaferle sonuçlandırıp bizlere özgür ve bağımsız bir de ülke yaşama imkânına kavuşturan O büyük insanları rahmetle, minnetle anıyorum. İçinde azıcık vefa duygusu olan herkesin de aynı duyguları paylaşması gerektiğine inanıyorum. Cumhuriyetin en büyük hedefi olan ‘Tam Bağımsız Türkiye’ ülküsüne doğru hiç durmadan yürüyeceğiz. Hiç şüphem yoktur ki bu yolda milletimizin her bir ferdi üzerine düşeni yapacaktır. Büyük Atatürk'ün dediği gibi ‘Hiçbir şeye ihtiyacımız yok. Yalnız bir şeye ihtiyacımız vardır, çalışkan olmak’ Bu duygu ve düşüncelerle hepinizin Cumhuriyet Bayramını en içten duygularımla kutluyor, saygılarımı sunuyorum. Geleceğin aydınlık ve büyük Türkiye'sinde buluşmak üzere” ifadelerini kutladı.

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Diğer Haberler