RAMANLI "İSRAFA DUR DİYELİM"

Milletvekili Ramanlı: Sosyal patlamalara neden olacak

Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, "Tüketim ekonomisini bize dayatıyorlar. Biz bunu bir alışkanlık haline getiriyoruz, tükettikçe tüketiyor ve neticede israfa bulaşıyoruz" dedi.
 
“MİDYATI İLÇE OLARAK GÖRMEDİK”
 
Midyat Belediyesi Kültür ve Kongre Merkezinde yapılan HÜDA PAR Midyat İlçe Teşkilatının 4'üncü Olağan Kongresine HÜDA PAR Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, Genel Başkan Yardımcıları Eyüp Yanaç ve Abdurrahman Cevher, yönetim kurulu üyeleri, delegeler, STK ve siyasi parti temsilcileri, muhtarlar, kanaat önderleri ve halk katıldı. Kur'an'ı Kerim tilavetiyle başlayan program Divan Kurulunun oluşturulmasının ardından faaliyet ve mali raporların sunumu yapıldı. Yönetim kurulu listeleri için verilen sürenin ardından yapılan seçimde tek aday ve listeyle seçimi 61 delegenin oyuyla mevcut Başkan İsa Altunkaynak seçilerek güven tazeledi. HÜDA PAR Sözcüsü ve Batman Milletvekili Serkan Ramanlı salondakilere hitaben yaptığı konuşmada;
 
Ramanlı, ekonominin gidişatı, zamlar, vergi ve faiz sistemi, rant ekonomisi ve dar gelirlilerin yaşadığı ekonomik sıkıntıları ele alan bir konuşma yaptı. Acilen rant ve faiz endeksli ekonomi politikasından vazgeçilmesi gerektiğini belirten Ramanlı, denk bütçe oluşturularak vergilerde yeni bir düzenlemeye gidilmesinin önemine dikkat çekti. Konuşmasına, Midyat'ın il olmayı hak ettiğini belirterek başlayan Ramanlı, "Aslında Midyat'a ilçe demeye dilim varmıyor. Çünkü hiçbir zaman Midyat'ı ilçe olarak görmedik. İnşallah Midyat'ımız önümüzdeki dönemde il olur ve biz artık il kongresine de geliriz, bu da son ilçe kongresi olur" dedi.
 
 
 
"GÖZÜMÜZ KORKMUYOR”
 
Milletin maslahatı için ellerinden geleni yapacaklarını ve sorumluluktan kaçmayacaklarını ifade eden Ramanlı, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"Bizler 4 milletvekili olarak sizlerin Meclis'te hem sesi hem temsilcisi olacağız. Evet. Yük ağır, sorumluluk büyük ve beklenti yüksek. Ama şayet bu yük, bu sorumluluk ve bu beklenti sadece 4 milletvekiline, 4 nefse, 4 beşere yüklenmiş olsa emin olun her dördü de bu yükün altında kalır, bu sorumluluğun altında ezilir. Ama bizim gözümüz korkmuyor. Biz ne bu sorumluluktan kaçıyor ne bu yükün altına girmekten çekiniyor ne de bu beklentileri boşa düşürmekten korkuyoruz. Niye? Çünkü önce Rabbimize güveniyoruz. Daha sonra bu salonda bulunan onlarca, yüzlerce kardeşimiz gibi, bu salonda olmayan Türkiye'nin dört bir tarafındaki binlerce, on binlerce hür davanın neferlerine güveniyoruz. Çünkü biz biliyoruz ki, biz yanıldığımızda bizi doğruya sevk edecek sizlersiniz. Biz ihmal ettiğimizde bizi teşvik edecek sizler varsınız. Biz yanlışa meylettiğimizde bizi doğruya sevk edecek sizler varsınız ve iyi ki varsınız. Allah eksikliğinizi bizlere göstermesin" ifadelerini kullandı.
 
"SİYASET SORUN ÇÖZME MAKAMIDIR”
 
Ekonomi başta olmak üzere sıkıntılı bir dönemden geçildiğini hatırlatan Ramanlı, "Türkiye'nin pek çok sorunu var. Hele hele ekonomik sıkıntılar artık insanları canından bezdirmiş durumda. Bunu yok sayarak, yokmuş gibi yola devam ederek biz geleceğimizi şekillendiremeyiz. Toplumun derdiyle dertlenmeyen siyaset yapıyorum demesin. Siyaset hizmet üretme yeridir. Toplumla hemhal olmak için yapılır. Biz de siyasetçiler olarak toplumun bütün sorunlarını tek tek çözmek için adeta seferber olmalıyız. Çünkü siyaset sorun çözme makamıdır. Sorunları üretme, sorunları kalıcı hale getirme yeri asla değildir. Bugün içinde bulunduğumuz ekonomik sıkıntıları çözebilme iradesi de imkânı da bizde var. Yeter ki biz gerçeklerden uzaklaşmayalım. Yeter ki alışkanlıklarımızı devam ettirerek keyfimize bakarak yanlışlarımızı tekrarlayarak düzelebileceğine dair kuru bir ümide kapılmayalım" şeklinde konuştu.
 
"İSRAFA DUR DİYELİM"
 
Faize dayalı ve rant ekonomisi sisteminin terkedilmesi, üretime ve istihdama yönelik sistemin kalıcı hale getirilmesi gerektiğini belirten Ramanlı, "Bu kapitalist sistem bazı tuzaklarla bizi sürekli aynı kısır döngüde dönmeye mahkûm ediyor. Tüketim ekonomisini bize dayatıyorlar. Biz bunu bir gelenek haline bir alışkanlık haline getiriyoruz, tükettikçe tüketiyor ve neticede iktisat etmediğimiz için israfa bulaşıyoruz. Peki, israf haram değil mi? Elbette ihtiyaçlarımız var, gidereceğiz. Elbette huzurlu ve refah içinde bir toplumda yaşayacağız ama bunu yaparken harama ve israf etmeye lüzum yok ki! Ama bu sistem ısrarla bizim israfa bulaşmamız için elindeki bütün imkanları kullanıyor. Gelin bu israfa bir dur diyelim. Bu sistem bu rant ekonomisini bize allayıp pullayıp gösteriyor. Türkiye'deki hane sayısı kadar belki biraz daha ondan fazla konut var, mesken var. Ama ev sahipliği oranı çok düşük. Ülkenin yarısına yakını hâlâ kiracı. Eğer siz insanların cebindeki yatırımları üretime, sanayiye, istihdama ve ihracatta yönlendirmez iseniz rant ekonomisini doğru görüp iyidir diye teşvik ederseniz işte bu sorunlarla karşılaşırsınız.
 
“NE KADAR GELİR O KADAR HARCAMA OLSUN”
 
Bir diğer tuzak… Borçlanma. Kapitalist sistem sürekli insanların borçlanması gerektiğini, hatta devletlerin borçsuz olmasının yanlış olduğunu telkin ediyor. Ama biz ne diyoruz ayağımızı yorganımıza göre uzatalım. Biz ne kadar gelir elde ediyorsak, o kadar harcayalım. Kendi evimizde kendi iş yerimizde bunu yapmıyor muyuz zaten? Peki devlet olarak niçin bunu esas olarak kabul etmiyoruz. İşte bizim önerimiz yıllardan beri bu, denk bütçeyi bir anayasa kuralı haline getirmek. Bilhassa borçlanmanın önüne geçelim. Niye? Devletler borçlandığı zaman işte o Londra tefecilerinden para dilendiklerinde faizle para almak zorunda kalıyor... Bir diğeri işte bu faizle bağlantılı olarak finans ekonomisi diyorlar, yani paradan para kazanalım. Biz de diyoruz ki para alınıp satılacak bir eşya değildir, paradan para kazanmak doğru değildir, meşru değildir. O halde biz bu hastalıklardan ve bu tuzaklardan kendimizi kurtarmanın çaresine bakmamız gerekiyor. Eğer ısrarla yanlışlığa devam edersek bu ekonomik kriz ve krizler de bizim yakamızdan düşmeyecek. Bizim iki yakamız hiçbir zaman bir araya gelmeyecek." ifadelerini kullandı.
 
" SOSYAL PATLAMALARA NEDEN OLACAK"
 
Ramanlı, "Ama bu ekonomik sıkıntıları özellikle bu dönemde dile getirmemiz gerekiyor ki hükümet edenlerimiz de doğru adımlarla bu toplumun refah seviyesini yükseltsinler. Özellikle dar gelirlilerin ve yoksulların halini düzeltme konusunda etkili ve kalıcı adımlar atsınlar. Aksi halde yanlış içerisinde döner dururuz ve bunun faturasını maalesef yine yoksullar, yine gariban yine mahrumlar ödemek zorunda kalacak. Oysa biz adalet istiyoruz. Adalet herkese eşit davranmak değildir. Dolaylı vergilere niçin karşı çıkıyoruz? Çünkü zengine de fakire aynı yükü yüklüyor. Oysa zengine de fakire de aynı yükü yüklemek, ondan aynı vergiyi almak adalet değildir. Peki adalet nedir? Çok kazanandan çok almak, az kazanandan az vergi almak. Yani doğrudan vergilerle bu ülke kaynaklarını kullansın, giderlerini karşılasın. Aksi halde zenginin hep zengin olduğu, fakirin de gün geçtikçe fakirleştiği bir sistem sosyal patlamalara neden olacak. Hiçbirimiz bunu istemeyiz." diye konuştu. 

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Diğer Haberler