HUZURSUZ BACAK SENDROMU

HUZURSUZ BACAK SENDROMU

Huzursuz bacak sendromu (HBS), bacakları hareket ettirme dürtüsü veya ihtiyacı ile ortaya çıkan, anormal duyulara karakterize, kronik, ilerleyici bir hareket bozukluğudur.
 
Huzursuz bacak sendromlu hastalar, karakteristik olarak belirtilerini tarif etmekte güçlük yaşamaktadırlar. Çoğunlukla bacaklarda engel olamadıkları hareket ettirme isteği, acı-yanma-karıncalanma şeklinde çok ağrılı olmayan, fakat oldukça rahatsız edici bir his şeklinde ifade etmektedirler.
 
Batman Eğitim Araştırma Hastanesinde görev yapan Nöroloji Uzmanı Dr. Esma Binol Değirmen, huzursuz bacak sendromu ile ilgili şunu söyledi, “Huzursuz Bacak Sendromu (HBS) sık görülen bir hastalık olup, toplumun yaklaşık %10’unu etkilemektedir. Hastaların yaklaşık üçte birinde medikal tedavi gerektirecek semptomlar bulunmaktadır. Hastalar semptomlarını, genellikle dinlenme yad a yatma-oturma gibi hareketsizlik durumlarında oluşan veya kötüleşen bacaklarda hareket ettirme dürtüsü, rahatsız duyumlar ve ağrı olarak ifade eder. Bunun sonucunda birçok hastada uyku bozukluğu sonucunda anksiyete ve depresyon meydana gelmekte ve günlük yaşam kalitesi olumsuz etkilenmektedir. HBS primer olabileceği gibi demir eksikliği ve beyinde lokal dopamin disfonksiyonuna sebep olabilecek sekonder durumlar sonucu da oluşabilir. Primer HBS’nin ailesel komponenti olmakla birlikte altta yatan mekanizması halen tam olarak bilinmemektedir. Hamilelik, böbrek yetmezliği, anemi gibi demir eksikliği ile ilişkili durumların %25- 30’unda sekonder HBS gelişebilir. HBS, tanısı klinikle konulan bir hastalıktır. İyi bir anamnez ve fizik muayene ile basit laboratuar tetkikleri ile ayırıcı tanı yapılabilir veya huzursuz bacak sendromu altında yatan nedenler ortaya çıkarılabilir. Prevalansının sıklığı ve tanı kolaylığı açısından aile hekimliği disiplini için önemli bir hastalıktır.
HBS tedavisindeki amaç, semptomlarda iyileşme sağlamak ve sonucunda hastaların yaşam kalitesini arttırmaktır. Yaşam tarzı değişikliklerinin HBS semptomları üzerine etkileri hakkında çok az bilgi vardır. Farmakolojik tedavisinde demir preparatları, dopaminerjik ajanlar, dopamin agonistleri, antikonvülzanlar, opioidler ve benzodiazepinler yer almaktadır. Buna ilaveten uyku hijyeni, alkol, kafein ve nikotinden sakınma da semptomlarda iyileşme sağlamaktadır.” ifadelerini kullandı.
 

Etiketler : ,,,

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Diğer Haberler