MEDENİ GÜNER

İLLA EDEP İLLA EDEP

"Edep bir taç imiş nur-u Huda’dan,
Giy ol tacı, emin ol her beladan."

         Bir milleti ayakta tutan dini ve ahlaki değerleridir. Bu ahlaki değerler, medeniyet mefkuresinin ana direkleridir. İnsanı insan yapan, derece ile mahlukattan üstün kılan Allah'a ve peygamberlerine iman edip peygamberlerin getirmiş olduğu mesajlardan örülü hayat felsefesine uygun yaşama azim ve kararlılığıdır.

         Bu risalet ile çerçevesi çizilen hayat dairesinin dış çeperi ve zırhı bana göre edep ve hayadır.

         Gittikçe yozlaşan ve törpülenen ahlaki ve imani değerlerimiz artık toplumsal refleksimizi harekete geçiremiyor. Ahlaksızlık ve utanmazlık edep ve haya zırhımızı delip geçiyor.

         Bundan cesaret alan, haya ve edep yoksunu insanlıktan çıkmış güruhlar, var olan ahlaki değerleri daha da zayıflatmak ve ahlaksızlığı meşrulaştırmak için milyonların gözü önünde adına onursuzluk yürüyüşleri dedikleri cinsel serbestiyet ve hayvani çiftleşme için yürüyüşler düzenleyerek basın yayında bunun reklamını yapmak istemektedirler.

         Bir milletin ar ve namus duygusu çatlarsa, bela ve musibetlerin sel gibi gelmesi kaçınılmazdır.

         Aynen peygamber efendimizin(s.a.v.) şu hadisinde dediği gibi;

İnsanlık, ilk günden beri bütün peygamberlerin üzerinde ittifak ettikleri bir söz bilir: Şayet utanmıyorsan, dilediğini yap!”(hadis)

         Burada ki ince hakikat edep ve hayadan yoksun nefsin bütün zincirlerini kopararak insani sıfattan hayvani sıfata geçme eylemidir. Bu durum beraberinde çirkinliği, fuhşiyatı, nesillerin ifsadı, aile kurumunun parçalanması, toplumsal  birlikteliğin yok olmasını kısaca bütün kötülüklere kapı aralar. Tabi, beraberinde yok edici bela ve musibetleri de getirir.

         Lut kavmi örneğinde olduğu gibi:Hani Lut'da kavmine şöyle demişti: "Sizden önce alemlerden hiç kimsenin yapmadığı hayasız-çirkinliği mi yapıyorsunuz? Gerçekten siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Doğrusu siz, ölçüyü aşan (azgın) bir kavimsiniz." Kavminin cevabı: "Yurdunuzdan sürüp çıkarın bunları, çünkü bunlar çokça temizlenen insanlarmış!" demekten başka olmadı. (Araf Suresi, 80-82)

         Lut kavminin hayasızlık ve çirkinleşmede ısrar etmesinin sonu ise tarih boyunca ibretlik olmuştur. Ve işte korkunç son:

"Derken, tan yerinin ağarma vaktine girdiklerinde onları (o korkunç ve dayanılmaz) çığlık yakalayıverdi. Anında (yurtlarının) üstünü altına çevirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş taş yağdırdık. Elbette bunda 'derin bir kavrayışa sahip olanlar' için gerçekten ayetler vardır. O (şehir de) gerçekten bir yol üstünde (hâlâ) durmaktadır". (Hicr Suresi, 73-76

         Günümüzde, cinsel özgürlük adı altında haya ve utanma duygusunu yok eden bu sapkınlıkların sebep olduğu tahribat geçmiş kavimlerin başına gelen belalardan belki de daha büyüktür. Çünkü bu sapkınlıklar dolayısıyla uzun yıllar boyunca bir milletin belini doğrulttuğu görülmemiştir.

         Yeryüzü coğrafyasını önünüze alıp bakın, bu melanetlere izin veren dev gibi görünen ülkelerin şatafatlı hayatlarının altındaki mutsuzluk ve çaresizliği göreceksiniz. Bütün imkanlarına rağmen yok olan nesillerini kurtaramıyorlar.

Ve üstadın şiiri ile bitirelim;

Bir insanda yoksa edep,

Neylesin medrese mektep,

Okusa Alim olsa yine merkep, yine merkep.

                                               Necip Fazıl Kısakürek

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri