NASIROĞLU BELGELERLE KONUŞTU

TAPULU ARSALARIMIZDA YATIRIM YAPMAK İSTİYORUZ

DEMHAT Tarım Limited ve SİNAS Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Bedrettin Nasıroğlu, Batman-Diyarbakır il  sınırındaki Sinan Mahallesi’ne 140 Milyon TL’lik Tekstil Kent projesini hayata geçirmek istediklerini söyledi ve ekledi; “Tapularımıza kayıtlı arsalarımıza Tarım ağırlıklı tesisleri yapmak istiyoruz.”
 
İş insanı Nasıroğlu, Sinan köyünde yapacağı yatırımlara köylülerin engel olduğunu ve bu nedenle sıkıntılı bir süreç yaşadığını kaydedip, hukuk sürecini başlattıklarını belirtti. Sürecin inşallah barış içinde neticelenmesini arzu ettiklerini söyleyen Nasıroğlu hukuk neyi öngörüyorsa o yönde hareket edeceklerini kaydetti. İş insanı Nasıroğlu, vekili Av. Abdulselam Adak ile beraber basın açıklamasını basın mensuplarıyla paylaştı.
İş İnsanı Bedrettin Nasıroğlu, "Sinas İnşaat olarak; uzun yıllardır, Türkiye'nin birçok yerinde yol yapım çalışmaları gerçekleştirdik ve gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Bu çalışmalarımızın yanı sıra, akaryakıt sektöründe de hizmetimizi sürdürüyoruz. Şimdi de hem hizmet ağımızı genişletmek , hem de çok büyük bir istihdam alanı yaratmak için kolları sıvadık.
 
Bu kapsamda, Bismil ilçesine bağlı Sinan Mahallesi'nde bulunan 140 dönümlük müstakil arazimizde Demhat Tarım Limited Şirketi bünyesinde, 60 Milyonluk yatırımla, 50 bin ton kapasiteli tarım ürünleri lisanslı depo işletmesi kuracağız. Yine bu alanda , ileri teknoloji tarım makineleriyle profesyonel tarımcılığa da start vereceğiz. Bu yatırımımızla ilk etapta 50 vatandaşımızı istihdam edeceğiz. Şu an altyapı çalışmaları devam eden bu projemizi sağlıklı bir şekilde aktif hale getirdikten sonra, şirket olarak aynı alanda , istihdama yönelik büyük ölçekli bir yatırım için daha da adımlar atmayı planlıyoruz. Bu da 140 Milyon TL bütçeli Tekstil Kent projemiz olacak.
 
Bu projemizde 2 bin kişi dolayında ciddi bir istihdam alanı yaratmayı hedefliyoruz. İki yıl içerisinde hayata geçirmeyi planladığımız bu yatırım ağından Batman, Bismil ve çevre köylerdeki birçok vatandaşımıza istihdam alanı sağlanacak. İnanıyoruz ki, iki etaptan oluşan ve toplam maliyeti 200 Milyon TL dolayında olan geleceğe dönük yatırımlarımız, istihdam alanında büyük bir etki yaratacak ve aynı zamanda ihracata da katkı sunacaktır.
 
YANILTICI VE YALAN PAYLAŞIMLAR YAPILIYOR
 
Bir süredir bazı kötü niyetli gruplar tarafından sosyal medya ortamında " topraklarımız alınıyor, evlerimiz yıkılıyor, haksızlığa sessiz kalmayın... " şeklinde yalan ve kamuoyunu yanıltıcı paylaşımlar yapılmaktadır. Hiçbir dayanağı olmayan tamamen asılsız bu iftiralara karşı müvekkil tarafından zaten az önce cevap verilmiştir. Öncelikle bilinmelidir ki müvekkilin hiç kimsenin evini yıkma, toprağını alma, haksızlık yapma gibi bir niyeti söz konusu dahi değildir. Bu tarz yalan ve iftiralara karşı şikayetlerimiz yapılmış olup konuyla ilgili soruşturmalar devam etmektedir.
 
EVLERİN YIKILMASI SÖZ KONUSU DEĞİL
 
Sinan Köyü içerisinde yaklaşık 100 hane bulunmaktadır. Bu evlere karşı müvekkil tarafından açılmış tek bir dava bulunmamaktadır. Köy içinde herhangi bir evin yıkılması da söz konusu değildir. Müvekkil tarafından şikayet konusu olan 4 ev ve bir taziye evi bulunmakta olup haksız işgal şeklinde yapılan bahse konu yapılar köy sınırları dışında, müvekkilin mülkiyetinde olan 1. Sınıf tarım arazisinde yapılmıştır. Esasen şikayetimiz olmasa dahi 3194 sayılı imar kanununun 32. Maddesine göre kaçak yapıların belediye veya valilik tarafından yıkılması da söz konusudur. Bu husus köylünün evlerini yıkmak köylüye eziyet vermek için yapılmış bir durum değildir.
 
MEZARLIKLARLA İLGİLİ ALGI OPERASYONU YAPILMAKTADIR
 
Bir diğer iddia olan mezarlıkların kaldırılması hususu da tamamen müvekkile karşı yürütülen bir algı operasyonundan başka bir şey değildir. Bir başka iddia olan topraklarımız alınıyor iddiası da tamamen asılsız ve dayanaksızdır. Hukukta bir kaide vardır. Müddet iddiasını ispatla mükelleftir. Müddei yani bu asılsız iddiayı ortaya atan, kamu oyunu yanıltan, topraklarımız alınıyor şeklinde algı operasyonları yapan kişilerdir. Bunu ispatlayacak herhangi bir mahkeme kararı veya tapu kaydı bulunmayanlardır. Ortada atılan bir iddia var ise bunun ispatlanması gerekmektedir.
 
MAHKEME YOLU HERKESE AÇIKTIR
 
Türkiye Cumhuriyeti Mahkemeleri, yargı organları bunun için vardır. Mahkeme yolu sadece müvekkile açık değildir. İsteyen her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yargıya başvurabilmektedir. Şu ana kadar müvekkilin mülkiyetinden hak iddia edildiğine dair herhangi bir mahkeme başvurusu dahi bulunmamaktadır. Kaba kuvvet ve çağ dışı yöntemler ile müvekkilin yatırımları ve anayasal bir hak olan mülkiyet hakkı engellenmektedir. Mülkiyet hakkı sadece müvekkile verilmiş bir hak olmayıp tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına verilmiş bir haktır. Mülkiyet hakkının korunmasını istemek te anayasal ve kanunlardan doğan bir haktır.
 
Türk Medeni Kanunu'nun 683. Maddesinde yazıldığı üzere “Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir.” denilmektedir. Öyle ki müvekkilin mülkiyetinde bulunan arazisini kullanmasından ve bunun korunmasını istemekten daha doğal bir durum söz konusu da olamaz. Bu hak herkese karşı kullanılabilir. Müvekkil tarafından da izah edildiği üzere çeşitli yatırımlar yapmak üzere müvekkil tarafından arazi satın alınmıştır. Alınan bu arazi müvekkilin tapulu arazisi olup hiçbir şahsın hakkı da bulunmamaktadır.
 
Az önce de değindiğimiz üzere bir hak iddia ediliyor ise yasa dışı yöntemler ile değil hukuki yollara başvurarak hak iddia edilebilecektir. Yöremizde sıkça karşılaşılan bir durum olan; bir süre bir araziyi icar eden, kullanan kişi gücü yetiyorsa bir süre sonra kendini o arazinin sahibi olarak görmektedir. Gelinen bu noktada hiçbir yasal hakkı olmamasına rağmen müvekkilin müstakil tapulu arazisini kullanmayı, yatırım yapmayı bir takım köylü engellemiştir. Bunu fırsat bilen ve kargaşadan faydalanmak isteyen bir takım güç odakları tarafından da köylüler organize edilmiş ve müvekkilin yatırımları engellenmeye çalışılmıştır. Bu durum sadece engelleme şeklinde olmayıp kamuoyu oluşturma çabası şekline de dönüşmüştür. Bu nedenle müvekkil tarafından kamuoyunu bilgilendirme ve oluşan asılsız iddialara karşı cevap verme ihtiyacı doğmuştur. Kamu oyuna saygı ile duyurulur" ifadelerini kullandı.

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Diğer Haberler