“Önce Barış, sonra ekmek”

“Önce Barış, sonra ekmek”

Petrol iş sendikası Genel Örgütlenme ve eğitim sekreteri Mustafa Mesut Tekik TPAO’da yaşanan sorunlara karşı sendika olarak eylem süreci başlattıklarını belirtti. Tekik ilk eylemlerinin tüm şubelerin katılımıyla bu hafta içinde Ankara’da yapılacak protesto gösterisi olduğunu belirterek vizit eylemlerinden işyerini terk etmeme, iş bırakma, üretimi durdurmaya kadar pek çok eylem kararı alındığını belirtti. Tekik gazetemiz aracılığıyla son derece önemli açıklamalar yaptı.

Petrol iş sendikası Genel örgütlenme ve eğitim sekreteri Mustafa Tekik açıklamasında “Batman demokrat haber gazetemize çok teşekkür etmek isterim. TP ile ilgili son 5 6 yılda, petrol iş sendikası ve özelde de petrol iş sendikası Batman şubesi olarak pek çok eylem, etkinlik yaptık, pek çok açıklamada bulunduk. Hemen hemen tüm siyasi partilerle görüştük. Basınımızla defalarca TP’nin kötü yönetildiğini, TP’nin küresel rakipleriyle boy ölçüşemeyecek şekilde yönetildiğine dair defalarca mülakatlar yaptık.

Ama malesef ne siyasi oterite, ne Tpao’yu yöneten yönetim erki, petrol iş sendikası Genel merkezinin ve Batman şubesinin eleştirilerine, önerilerine kulak asan bir pozisyon içinde olmadılar dinlemediler. Deyim yerindeyse dinlemeyi bırakalım bir kenara tam tersi uygulamalara gittiler. Neydi bizim Petrol İş olarak söylediklerimiz şunlardı. Biz Tpao’nun küresel rakipleriyle, boy ölçüşecek bir seviyeye gelmesini arzularken, şu önerilerimizi yapıyorduk. Biz Türkiye petrollerinin bütünlüklü bir entegre yapıya ve tamamen kamuda kamusal kimliğiyle kalmasına yönelik önerileri yapıyorduk. Yani petrolün sismiğinden, aramasına üretiminden transferine, nakline, rafinajına ve akaryakıt olarak satımına kadar bütün bu süreçlerin Türkiye petrollerinin entegre yapısı içerisinde bütünlüklü bir yapıyla kadrolu örgütlü güvenceli işçilerle yapılması gerektiğini ve bu anlamda hem yurt içinde hem yurt dışında ülkemize halkımıza faydalı işler yapabileceğini defalarca raporlarla sözlü ve yazılı açıklamalarla dile getirdik.”

“ PETROL KRİZİ BAHANE EDİLMESİN!”

O görüşümüzde halen ısrarlıyız. Ama tabii biz bunları önerirken, bunun mücadelesini verirken, maalesef tamamen siyasi saiklerle yaşanan kadrolaşmaların sonucunda Türkiye petrolleri yönetimleri tam tersini yaptı. TPAO’yu küçülten, TPAO’nun mütahitlere peşkeşini öngören bunu planlayan, TPAO’da kadrolu örgütlü yarın ne olacağım kaygısı taşımayan personel yapısı yerine, taşeron, mütahit işçileri eliyle ve onlarca iş cinayetine neden olarak önemsenen bir model günyüzüne çıktı. Ve TPAO’yu gün gün küçülten, eriten ve çalışanların müdürlerden, mühendisine, işçilerden, taşeron işçilerine kadar mutsuz olduğu huzursuz olduğu, yarın kaygısı taşıyacağı bir süreç başladı. Yani TPAO’da son 5-6 yıl şeffaf olmayan tek yönlü, tek yanlı kamuoyu bilgilendirilmeksizin sendikaya ve işçiye rağmen, pek çok uygulamaya gidildi. Son petrol krizide aslında bahane edilerek TPAO şu an işin içinden çıkılamaz bir hale sokuldu. TPAO aylardır çalışanlarının ücretlerini ödemek için banka kapılarını aşındırıyor, kredi peşinde koşuyor. Kendi üretim araçlarına, mütahitlere vermeye çalışıyor. Sondaj ve benzeri bir çok iş kolunu Ankara da merkezileştirip Batman’a Adıyaman’a Trakyaya yani petrol bölgelerini işlevsizleştirmeye çalışıyor. İstihdamı daraltmaya çalışıyor. Yatırımları daraltmaya çalışıyor.”

“BATMANLILAR TPAO, BOTAŞ, TÜPRAŞ’A SAHİP ÇIKSIN”

TP’nin küçülmeye gittiğini ve son dönemlerin en kötü dönemlerini yaşadığını aktaran Tekik şunları söyledi. “Bununla ilgili güncel itirazlarımızı kamuoyuyla paylaşmak istiyorum. Ama özellikle 2 önemli konuya değinmek istiyorum. TPAO’nun son 5 yıldır yurt içini bırakıp, yurt dışında Azerbaycan başta olmak üzere maceracı bir şekilde macera peşinde koşar bir şekilde yaptığı çalışmaların yüzde 99’u fiyaskoyla sonuçlandı. Ve Türkiye petrolleri ve Türkiye cumhuriyeti milyar dolarlık zarara uğratıldı. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Yine TPAO’ya işçi lazımken ve Batman Adıyaman Türkiye işsizlik sıralamasında ilk üçte ilk beşte yeralmasına rağmen işçi alımına son bir yılda son verildi ve TPAO’nun mevcut personeli adeta hallaç pamuğu gibi şurdan buraya savrula savrula TPAO’da huzur bırakılmadı. TPAO’da çalışan işçilerin kök ücretleri bir çok sektöre göre son derece geri durumda. Hiç kimse ters yüz edip, evire çevre edip TPAO işçisinin fazla para kazandığını ima etmesin. Kamuoyuna bu tür hileli açıklamalar yapmasın. Bugün dünyanın en ağır iş kolu olan petrol sektöründe çalışan işçi arkadaşlarımızın yüzde sekseni diğer kamu kuruluşlarına göre son derece düşük ücret alıyor. Kök ücretleri son derece düşük. Yeni işe başlayan işçi arkadaşlarımızın bir çoğu özel sektörde merdiven altı imalathanelerde çalışan emekçilerden daha düşük maaş alıyorlar. Buna itiraz ediyoruz.”

“TPAO İÇİN EYLEM SÜRECİ BAŞLATTIK”

“Ve açık söyleyeyim bu haftadan itibaren önce Ankara’da sonrada Batman’da Adıyaman’da Trakyada toplu vizite eylemlerinden tutalım, işyerini terk etmemeye, üretimi durdurmaya kadar pek çok eylem yapacağız. İşi bırakmaya, üretimi durdurmaya kadar pek çok eylem kararı aldık. Bunlar eylemler hepimizin ak sütü kadar helal eylemlerdir. Meşru eylemlerdir. Yasal eylemlerdir. Bütün arkadaşlarımızda TPAO’da işçi olarak çalışan taşeron, tpic’çi, geçici işçi, kadrolu işçi, bütün arkadaşlarımızı da onlar için yaptığımız bu eylem ve etkinliklere sahip çıkmalarını bekliyoruz. Bugün TPAO’da asli iş yapan köle gibi çalıştırılan yüzlerce işçi var. Bugün ülkemize TPİC işçisi gibi yıllarca hizmet eden kapı önüne konan yüzlerce işçi var. Bugün TPAO’da yıllardır 20 yıldır 15 yıldır çalışan hala geçici olarak çalıştırılan onlarca emekçi arkadaşımız var. Ve bugün halen TPAO’da kadrolu işçi olarak resmen köle statüsünde çalıştırılan binlerce işçi arkadaşımız var. Ve bu saydığım tüm işçi grupları sermaye tarafından sömürülüyor. Sermaye tarafından işsizlikle tehdit ediliyor. Sermaye tarafından birbirine karşı kışkırtılıyor. Biz işçi sınıfında oluşturulmak istenen kasıtlaştırmaya, zümreleşmeye karşı çıkıyoruz. İşçi sınıfı olarak bütün bu saydığım grupları tüm arkadaşları yan yana omuz omuza hem Batman’da hem Ankara’da, Adıyaman’da hemde Trakyada eylem alanlarına çağırıyoruz. Yani açık söyleyelim. Bu ülke halkının 70 yıllık bir değeri olarak Türkiye petrollerini üç beş yöneticinin ve mütahitlerin insafına terk etmeyeceğiz. Geç kalınmamıştır. Erken bugün yapılacak eylem bir ay sonra yapacağımız sitemden daha iyidir: o anlamda bütün siyasetçileri iktidar partisinin siyasetçileri dahil, muhalif partilerin siyasetçileri dahil herkesi yanımızda memleket mücadelesi içerisinde görmek istiyoruz. Bu ekmek davasıdır. Memleketimizin işsizlilerin ve işçilerin davasıdır. Hiç birimizin babasının şahsi davası değildir. Bu anlamda da herkesi Tpao’ya, Botaşa, Tüpraş’a sahip çıkmaya davet ediyoruz. Herkesi sermayenin ve tpao yöneticilerini uyarmaya davet ediyoruz.” Dedi.

“HÜKÜMET BÖLGEYE FABRİKA KURSUN”

Petrol İş sendikası Genel Örgütlenme ve eğitim sekreteri Mustafa Tekik Hükümetin Bölge illerine yönelik açıkladığı teşvik paketine de dikkat çekerek hükümetin bölgeye fabrika kurmasını istedi. Tekik açıklamasında “Bütün hükümetler, entegre olmayan hiçbir palyatif paket geçici paket bizim için çözüm değildir. Bütün hükümetler zaman zaman yamalı bohça misali paketler açıklarlar rant dağıtırlar, ülüfe dağıtırlar. Biz bunu doğru bulmuyoruz. Eğer proje yapılacaksa paket açıklanacaksa entegre işler yapılmalı, eğer bugün Çankırıda iki üç bin işçinin çalışacağı lastik fabrikasını japonlar açıyorsa bu Batman’ın bu Diyarbakır’ın siyasetçilerinin ayıbıdır. Petrolün ham maddesi burada, Petrol burada, işsiz burada, bütün imkanlar burada ama açık söyleyelim eften, püften bahanelerle buralara hiçbir entegre tesis açılmıyor. Organize sanayi bölgelerinde  köle statüsünde işçi çalıştırmakla bu işler çözülmüyor. Burada eğer ben Mustafa Tekik olarak veya Akp’nin Chp’nin Hdp’nin millervekilleri siyasetçileri bu memlekete bir hizmet yapacaklarsa kardeşim buraya fabrika kurdursunlar ve öncelikle barışı sağlamaya vesile olacak adımlar atsınlar. Bugün sur Cizre Nusaybin, Yüksekova Sırnak, Silvan ve benzeri bir çok kentler yerle bir edilip PKK’lisi, sivili, Askeri, Polisi 1500-2000 insanımız yaşamını yitirmişse valla siyaset kurumu işlevsiz kalmış demektir. Sivil toplum işlevsiz kalmış demektir. Biz barış için elimizi yeterince taşın altına koymamışız demektir. Yani bizlerin insani ve vicdani nedenlerle sorumluluk alıp risk alıp Türk - Kürt barışını onurlu bir şekilde sağlamamız gerekiyor. Buna vesile olacak eylem ve söylem geliştirmemiz gerekiyor. Yani önce barış, sonra ekmek” “

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Diğer Haberler