- 15 Mayis 2024 - Ne gidesim var, ne kalasım
- 29 Subat 2024 - Çöp kovalarındaki civciv ölüleri
- 08 Subat 2024 - SAKLAMA SANATI
- 22 Kasim 2021 - Çakallar ve domuzlar
- 04 Kasim 2021 - Gel de üzülme, sıkıntı etme
- 13 Ekim 2021 - Güvercinler aç kalmasın
- 06 Ekim 2021 - Sonra Sattılar Bizi !
- 17 Agustos 2021 - Allah bir gün bile seni utandırmasın
- 11 Agustos 2021 - Ne zaman bir insana içim kaynasa
- 09 Haziran 2021 - ÜÇÜNCÜ OLDUK
- 19 Mayis 2021 - Boş ver dünyayı sen de gelsene
SELÇUK ÖZYURT
BÖCEK KOROSU
Koro hâlinde, hiç aksatmadan ve hiç susmadan
Sıcak bir yazgecesinde,
Trabzon’un herhangi bir köyünde…
Penceren açık uyuyorsan eğer, sana eşlik eden, sanki
daha rahat uyuman için ninniler söyleyenler vardır.
Aralıklarla esrarengiz sesler çıkaran, isimlerini bir türlü
adam akıllı öğrenemediğimiz küçük canlılar koro halindedir.
Koro hâlinde,
hiç aksatmadan ve hiç susmadan
avazı çıktığı kadar sesler çıkarırlar.
***
Onlar olmasa gece, gece olmaktan çıkacak
- Bu sesler zırnık kadar cüssesi olan böceklerin neresinden çıkıyor?
Hiç çözemedim.
Gecenin sessizliğini bozuyor gibi zannedilse de sanki
onlar olmasa gece, gece olmaktan çıkacak.
Böcek sesleri olmasa,
geceler anlamsız kalacak.
O sesler ahenkli, tınılı, toplu müzik koroları gibi. İnsana itici gelen rahatsızlık verici bir müzik türü değil.
Böceklerin seslerinde tılsımlı, esrarengiz bir hava
var.
Sert ve kısık kısık bağrışıyorlar. Hiçbiri diğer türün sesine karışmıyor, sırası gelen ötüyor.
Belli ki, nota bilgileri var. Allah tarafından çok özel
yaratılmışlar.
Gündüz
gereksiz yere ses çıkarmıyorlar.
***
Ölçülü ve yerli yerinde ses çıkarıyorlar
Havanın kararmasını bekliyorlar…
Gecenin ürkütücü yalnızlığını, neşelendirmek için uğraşıyorlar. Belki de biri susuyor, diğeri ötüyor. Hepsi aynı
anda ses debilerini zorlayacak durumdalar. Buna rağmen, yine de ölçülü ve yerli yerinde ses çıkarıyorlar.
Zaten usul ve kaidelere göre hareket etmeseler insanın ve diğer canlıların kulak zarlarını patlatacak durumda
olurlardı. Dışarıdan gelen o sesleri çıkaran böcekler hangi
ağacın dalında, hangi çalı çırpının üzerinde kimse merak
edemiyor.
Zaten tespit edecek imkân yok.
Her yer ağaç, her yer çalı çırpı ot.
Gecenin sessizliğini gizemli hale getiren, belki de birbirleriyle haberleşen bu böcek gruplarının hangi sosyal
statüko içinde oldukları böcek bilimcilerin işi.
Zaten profesyonel araştırmacılar
bu işi yapıyor.
***
Çocuklar kendi coğrafyalarındaki bitkiyi, böceği, hayvanı tanısalardı
Ben köyümde böcekleri araştıran inceleyen bir insana
rastlamadım.
Belki diğer köylerde,
bölgelerde vardır.
Bizim eğitim sistemimizde o dönemler bölgesel hazırlanmış bir kitap yoktu. Ankara’da üç beş kişinin hazırladığı kitaplar, Türkiye’nin bütün okullarına gönderiliyordu.
Doğu Karadenizli olmayan bir eğitimci bizim oraların coğrafya kitabını hazırlıyordu.
- Keşke bölgesel tarım, bitki, böcek, hayvan çeşitleri
kitabı olsaydı.
Çocuklar kendi coğrafyalarındaki bitkiyi,
böceği, hayvanı tanısalardı.
Neyse bunlar bizi aşar…
Göreceli konular.
***
Ayılar, diğer hayvanlara göre daha statükolu
yaşıyor
Bölgedeki ayıları koruyan dernekler, keşke diğer türleri de koruyabilselerdi. Ayı gözle görünen büyük bir canlı
olduğu için, korunup kollanması daha kolay herhalde.
Ayılar,
daha statükolu yaşıyor.
Bölgemizin baskın türü olan çakallar ayılara göre
ikinci sınıf hayvan türü olmuşlar.
Türleri yok olmak üzere.
***
İnsan büyüdükçe, hayat şartları çetrefilli hâle
dönüşüyor
Böceklerin müzik armonileri içinde uyuyan insanlar,
çocuksu duygular içindedir. Bu duygularla zihin saflığıyla
uyanan insanlar, hiç kuşkusuz beyinlerinde daha güzel
düşünceler yaratıyor.
Dolu beyinler, zamanla ağırlaşmış vücutlar, sesleri nasıl algılıyor bilemiyorum. Gizemli sesleri duymak ve o
seslere kafa yoracak zaman ayırmak zor olsa gerek.
Günlük sıkıntılar
ve dertler daha ağır basıyor.
İnsan büyüdükçe, hayat şartları çetrefilli hâle dönüşüyor.
***
Sivrisinekler eskiden daha büyük olurdu!
İnsan, doğanın renklerinden giderek soyutlanıyor.
İnsan yaşadığı çevrenin iklim ve bitki özelliklerinin değişimini fark edemiyor.
50 yıl öncesinin böcekleriyle şimdiki böcek türünün
boyutlarını ayırt edemiyor.
- Bizden daha önceki nesillerin gördüğü böcek türleri
ile bizim gördüklerimiz aynı mı acaba?
- Geçen zamanla biyolojik olarak ne gibi evrim geçirmişler?
Eski insanlar, şöyle diyorlar;
- Sivrisinekler eskiden daha büyük olurdu!
- Bu bir tahmin mi?
- Ya da gerçekten sinekler bir evrim geçirip küçüldüler
mi?
- Tarım ilaçları bölgelerde ne gibi böcek türlerini yok
etti?
- Böcekler etrafa yayılan ilaçlardan nasıl etkilendiler?
- Bu kirlenen dünya ile beraber nasıl bir yaşam sürecine girdiler?
- 40 yıl önce dinlediğimiz sesler ile bugünün sesleri
aynı mı?
- Yine aynı böcekler mi ses çıkarıyor?
- Yok olanlar hangileri?
- Yeni türler, böcekler mi gelişti?
Hiçbir şeyden haberimiz yok ya da haber alacağımız
bir kuruluş yok.
- Bizim gecenin köründe duyduğumuz böcek seslerini
çocuklarımız, torunlarımız duyacak mı?
- Avucumun içine aldığım uğur böceğini Ağustos böceğini torunlarımız görebilecek mi?
- Fındık böceklerini korkusuzca ellerine alabilecekler
mi?
***
İstilacı böcekler nereden geldiler?
Bilim adamları bölgede var olan ağaçlara zarar veren
birçok böcek türü belirlemiş.
Bu böcekler,
ağaçları kurutacak derecede tehlikeli.
- Zararlı böcek türleri birtakım ilaçlarla yok edilirken,
faydalı böcekler de yok olmakta mı?
- İstilacı böcekler nereden geldiler?
- Yoksa bu böcekler daha önce vardı da biz sonradan
mı öğrendik?
Bilimsel çalışmalar yapan kurumlar, kuruluşlar, işin
hangi akademik boyutundalar…
- Yaptıkları çalışmaları yörede yaşayan insanlara, tarımla uğraşanlara ne kadar aktarabiliyorlar?
- Toplum ne kadar bilgilendiriliyor?
- Gerekli görülen tarım ilaçlarının satılması için birtakım gizli kaynaklı oyunlar mı oynanıyor?
- Zararlı türleri yok edelim derken, güzelim ormanlarımız, ağaçlarımız, bitkiler mi yok ediliyor?
- Devlet bu araştırmacıları denetliyor mu?
- Devletin bakanlıkları, gerçekten bu işin ilmi çalışmaları yapılsın diye güçlü bir destek veriyor mu?
- Köylerde yaşayan insanlara çıkılıp, bu türler zararlıdır
bu türler faydalıdır diye bilgi veriliyor mu?
- Evcil hayvanlar için gösterilen ilgi ve alaka, yaban
hayvanları için gösteriliyor mu?
***
Kim ne etsin yaban hayvanlarını?
Çocukluğumda her hafta köye bir kamyonetle iki görevli veteriner gelirdi. Rahatsız olan büyük hayvanları
kontrol eder tedavi ederdi. İğne vurulurdu hayvanlara.
Köylü bilgilendirilir gerekli ilaç verilirdi.
Yaban hayvanlarının böyle bir şansı yoktu.
- Kim ne etsin yaban hayvanlarını?
Onların dünyası,
hep gizemliydi.
İnsanlardan uzak yaşamak, onların en büyük kazancıydı.
- Yeter ki, insanlar onlara zarar vermesin!
Keşke kapanlara basıp ayakları kırılmasaydı,
çakallar postları için öldürülmeseydi,
nesilleri azalmasaydı.
***
Huzur veren minicik bedenler
Böcekler diyordum…
- Konu nereden nereye geldi!
Müzik armonisinin
bin bir çeşidi.
İnsani dinlendiren vızıltılar… Huzur veren minicik
bedenler. Gecenin sessizliğine gizemli ses veren canlılar.
- Ne isimlerini öğrendik, ne de göresimiz geldi.
- Gelen seslerin hangisine ait olduğunu bile öğrenemedik.
Şarkısını dinlediğimiz bir şarkıcı kadar,
değerleri olmadı bizim için.
Her gece seslerini dinlediğimiz bu canlılara ne telif
hakkı ödedik, ne de değer verdik.
Hep
bedava müzik yaptılar bize.
- Umarım sonsuza kadar sesleri hiç kesilmez.
Çünkü onların yok oluşu,
insanın yok oluşu demek.
Henüz Yorum yok