YÜKSEL ÇİFTÇİ

PKK, HİZBULLAH VE KARDEŞ KANI

 

 

 PKK,  HİZBULLAH  VE  KARDEŞ  KANI

 

 

 

Asıl amacı kobanı olan eylem, BDP ve Hüda par  çatışmasına dönüştü.

 

Kobani'ye yapılan saldırı ve kuşatmayı  protesto için , kobani'de insanlar ölmesin diye, Kobani de yağma ve talan olmasın diye, Kobani duyarlılığı için yapılmak istenen haklı yürüyüş ve eylemler,  gerçek konusundan  saptıralrak farklı bir atmosfere sokulmak istendi. Bunu yapmak isteyenler de maalesef emellerine ulaştı. 

Çünkü Kobani halkının  yanında oluklarını göstermek isteyen halk, Kobani de yaşanmasını  istemedikleri , ölüm, vahşet, yağma ve talanların tümü eylem  yapılan  şehirlerde gerçekleşti. 

           Otuz yıldır eylem, miting ve yürüyüşlerin yaşandığı bu bölgede bu kez ilk olarak bir şey yaşandı. Evet ilk olarak bu kez yağmalama olayları yaşandı. Komşu bir ülkenin bir şehrinde, olumsuzluklar  yaşanmasın diye duyarlı davranan insanların aklından geçiremeyeceği,  hayal edemeyeceği bir davranış biçimidir. Ama her  ne hikmetse   ilk olarak bir  yağmalama olayı yaşandı. 

Bunu yapanlar tespit edilemediği için bu kötü davranış ve yağmalama eylemi,  eylem yapanlara mal edildi ve bu eylem maalesef yağmalamaların gölgesinde kaldı.

 Eylem ve yürüyüşlerin gölgesinde kaldığı bir diğer  konu   ise ; BDP ve Hüda Par' ın karşı karşıya getirilmesidir.

        Kobaniyi savunanlar başka bir siyasi parti binasını taşlama ihtiyacını neden duysunlar. Akla ve mantığa sığmayan bir davranış biçimidir.  Ama kimlerin bu olayı başlattığı ve neden başlattığı tam olaral netlik kazanmadığından, haklı oolarak fatura yine Kobani için yürümek istyenler  ve Kobanide yapılanları protesto etmek isteyenlerin üzrinde kalıyor.. 

Hizbullah ve PKK çatışmasından en çok bu bölge çekmedi mi?. En çok bu bölge insanı hayatını kaybetmedi mi?. En çok bu bölge insanı ceza evlerinde ömür tüketmedi mi?. En çok bu bölge çocukları  yetim kalmadı mı?.. 

Öyle ise tüm bunları yaşayan bu siyasi parti yetkili ve mensuplarının daha  dikkatli,  daha     aklı selim , daha  hassas, daha duyarlı ve daha sorumlu davranmaları gerekmiyor mu?

       Halk arasında şöyle bir söz vardır.  " Bir deli bir kuyuya bir taş  atar, ama 40 akıllı çıkaramaz." Kendini bilmez birinin yaptığı bir hatayı karşılıklı iletişim kurup konuşarak çözmek mi daha iyi ve daha hayırlı mı olur, yoksa karşılıklı tehditler  savurarak soppa, bıçak, satır ve taşlarla birbirlerine karşı  saladırı pozisyonuna geçmek yada  saldırmak mı? daha  isabetli olur.

Kaldı ki her iki tarafta bu bölgenin insanları, her iki tarafta müsliman, her iki tarafta hemşehri, her iki taraftada akrabalar ve hatta kardeşler bile olduğu çok iyi biliniyor. 

Yani  aynı aileden  bir kardeşin Hüda par eyleminin içinde, bir diğer kardeşin kobani'ye destek  için Kobani de olduğu gerçeği var. 

      Tüm bunlar bu bölge de yaşanırken  " En iyi kürt, ölü kürttür" diyen faşist  zihniyet çok ama çok seviniyordur. 

Nede olsa hangi  taraftan olursa olsun neticede ölen Kürttür.

 Ne acıdır ki  öldürende kürt, ölen de kürttür.Yani nereden bakarsanız bakın kaybeden bu bölgenin insanıdır.

 Fakat nereye kadar sürecek bu aymazlık. Ne zaman akıllanacağız. 

Ne zaman  etnik milliyetçilikten  vazgeçip, farklı düşüceye sahip olsa dahi birbirimize kardeşçe davranacağız. Bunu anlayabilmek çok mu zor, ya da daha çok mu hemşehri, dindaş, akraba veya kardeşimizi kaybetmemiz mi gerekiyor.

         Böyle durumlarda bu siyasi parti yetkilileri ve mensupları  başta olmak üzere önyargıdan kutularak ve birbirini düşmanca görme alışkanlıklarını  bir kenara atarak iletişime geçmeleri ve henüz başlangıç noktasındaki sorunları büyümeden çözme kararlılığı göstermeleri başta bölge olmak üzere tüm ülkeye  fayda sağlayacağı gerçeğini görmeleri gerekiyor.

        Çok acı çeken insanımız, bir daha kardeş kanı akmasın istiyor artık. 

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri