- 02 Mart 2024 - Objektif Haberciliğin Işığında 11 Yıl: Batman Objektif Gazetesi'nin Gurur Dolu Yolculuğu
- 13 Subat 2024 - 13 ŞUBAT DÜNYA RADYO GÜNÜ
- 19 Haziran 2023 - SU ARITMA CİHAZLARI FAYDALI MI ?
- 12 Mayis 2023 - SİYASETİN YENİ YÜZÜ
- 01 Mayis 2023 - BATMAN 14 MİLLETVEKİLİ ÇIKARIYOR
- 07 Nisan 2023 - BATMAN'DA RAMAZAN
- 02 Mart 2023 - OBJEKTİF GAZETESİ 10. YILINDA
- 29 Mayis 2022 - İSTANBUL YENİKAPI’NIN ARDINDAN
- 07 Mayis 2022 - “PİLAV GÜNÜ” YATIRIMA DÖNÜŞÜR MÜ?
- 02 Mart 2021 - OBJEKTİF GAZETESİ 8 YAŞINDA
- 13 Subat 2021 - DÜNYA RADYO GÜNÜ
- 04 Temmuz 2020 - BİR ZAMANLARIN SALİH GÜNAYDIN HOCASI
- 24 Mart 2020 - GAZETECİLİKTE OBJEKTİF'İN 7. YAYIN YILI
- 29 Aralik 2019 - KUTSAL TOPRAKLARA ZİYARET (2)
- 30 Kasim 2019 - KUTSAL TOPRAKLARA ZİYARET (1)
- 28 Mayis 2019 - KIZILAY DA RAMAZAN MESAİSİ
- 12 Mart 2019 - MUHTARLAR VE SEÇİM GÜVENLİĞİ
- 03 Mart 2019 - 6. Yıl Mutluluğu Ve Gazetecilik
- 16 Haziran 2018 - ESKİ VE YENİ BAYRAMLAR
- 21 Mayis 2018 - CAMİİ, ÇOCUK VE ADAP
- 01 Mayis 2018 - EVLAT MÜRÜVVETİ
- 05 Mart 2018 - “OBJEKTİF” OLABİLMEK
- 31 Aralik 2017 - BATMAN BİR EVLADINI KAYBETTİ
- 13 Kasim 2016 - BAĞBOZUMU SERÜVENİ
- 13 Mart 2016 - Batman YGS Sınavında Trafikte Kaldı
- 03 Mart 2016 - OBJEKTİF GAZETESİ 3 YAŞINDA
- 12 Kasim 2015 - Başkanlık Sistemi Muamması
- 12 Ekim 2015 - PETROL İŞ SENDİKASINDA GÖREV DEĞİŞİMİ
- 12 Eylul 2015 - İnşaat Sektörünün Nabzı
- 28 Nisan 2015 - Batı’da : ‘Çılgın Proje’ Doğu’da : ‘Çadır Savaşı ‘
- 25 Aralik 2015 - Kaytar Görev Başında
- 22 Kasim 2015 - Halkın İradesi Görmezlikten Gelinmemeli
- 10 Ekim 2015 - Ankara’da En Kara Gün
- 09 Agustos 2015 - Esnaf Zorda, Halk Kaçışta
- 30 Haziran 2015 - Zeki Seven Anısına
- 25 Aralik 2015 - KARNE HEYECANI
- 25 Aralik 2015 - SEÇİMİN ARDINDAN
- 25 Aralik 2015 - GELENEKLERİN GÜNCELLENMESİ - 2
- 25 Aralik 2015 - GELENEKLERİN GÜNCELLENMESİ 1
- 25 Aralik 2015 - SEÇİM ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR
- 05 Mayis 2015 - OBJEKTİF GAZETESİ GÜNLÜK YAYINDA
- 15 Ekim 2014 - Barışın Olmadığı Yerde Özgürlüklerden Bahsedilemez
- 13 Eylul 2014 - PKK, HİZBULLAH VE KARDEŞ KANI
- 05 Mayis 2014 - BAŞKANLARA ULAŞMAK MI ?
- 13 Mayis 2014 - SOMA'LI DEĞİL İNSAN OLMAK
- 25 Mayis 2015 - ÜÇ AYLARA GİRERKEN
- 20 Nisan 2014 - KUTLU DOĞUM HFTASI
- 23 Haziran 2015 - Mağlubu Olmayan Seçim
- 19 Kasim 2015 - SURİYELİ DRAMI
- 20 Aralik 2015 - SEÇİMİN SON HAFTASINA GİRERKEN
- 25 Aralik 2015 - ŞİDDET DEĞİL, HOŞGÖRÜ !
- 25 Aralik 2015 - GAZETECİLİKTE OBJEKTİF OLABİLMEK
YÜKSEL ÇİFTÇİ
DEMOKRASİ VE YARGININ BAĞIMSIZLIĞI ! O DA NE ?
YÜKSEL ÇİFTÇİ
İnsan hakları, ifade özgürlüğü, hukukun üstünlüğü, bağımsız ve tarafsız yargı, kesintisiz ve tam demokrasi…
Başta siyasiler olmak üzere, idareciler , yöneticiler ve halkın ezberinde, herkesin dilinde.
Bu ciddi söylemleri nasıl bir dürüstlük ve ne derce ciddiyetle telafuz ediyoruz. Hem birey olarak hem denetleyici olarak hem de uygulayıcı olarak. Yada sadece kendimiz için mi istiyoruz.
Demokrasinin bu olmazsa olmazlarını, ağız alışkanlığından dolayı telafuz ediyoruz. Bunun böyle olduğunun sayısız örnekleri var.
Cumhurbaşkanlığının gerçekleşmeyen seçimlerini tüm kamu hayret ve ibretle izlemekte.
Vuku bulan gelişmeler ve uygulamalara halkın inanası gelmiyor. Son günlerdeki değimiyle: Azınlığın, çoğunluğa tahakkümü.
Ancak, diktatör, despot ve geri kalmış ülkelerde yaşanmasına ve cereyan etmesine ihtimal verilebilecek gelişmelere maalesef tanık olabiliyoruz. Bunlardan sadece birine değinelim isterseniz.
Cumhurbaşkanı ile ilgili Anayasa Mahkemesine verilen bir dava:
Mahkeme kararlarının iki aşaması vardır.
1- Karar öncesi
2- Karar sonrası
KARAR ÖNCESİ: Yasalar karar öncesi, mahkemenin kararını etkilemeye yönelik, yapılan çabaları suç sayar.Yani tehdit etmek,şantaj yapmak, rüşvet vermek ve benzeri yollarla, mahkeme heyetini etkilemek suçtur.
Oysa mahkeme 367 ile ilgili kararın vermeden önce neler söylenmedi ki.
Daha önceki Cumhurbaşkanlarının seçilmeleri daha herkesin hafızasındaki tazeliğini korurken.
YÖK Başkanı Erdoğan Teziç , eski Başsavcı Sabih Kanadoğlu gibileri 367 ‘nin gerekliliğinden dem vurmaya başladılar.
Çok sayıda hukukçuda 367 ‘nin söz konusu olamayacağını söyleyip,haklı olarak önceki Cumhurbaşkanlığı seçimlerini örnek gösterdiler.
Tüm bu açıklamalar karar öncesinde yapılıyor.
Karar öncesinde yapılan iki açıklama var ki.
Bu açıklamalar açık, açık ortada.
Birinci açıklama CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ‘dan geliyor:
‘Aksi yönde bir karar alınırsa, çatışma çıkar.’
İkinci açıklama Genel Kurmay Başkanlığından yapılıyor. Gece yarısı Genel Kurmay Başkanlığı internet sitesinden; elektronik muhtıra yayınlanıyor. Bildiride dolaylı olarak ‘Meclisin Cumhurbaşkanı seçmesine izin vermeyin’ diyordu.
Bu iki açıklamanın hatta müdahelenin amacı Anayasa Mahkemesinin vereceği kararı etkilemekti.
Anayasa Mahkemesi Başkanı sayın Tülay Tuğcu yapılan iki müdaheleyi de duymamazlıktan geldi.
Tavır da almadı
Müdahele de etmedi
Haddi aşmaktır da demedi.
Hele, hele suç duyurunda bulunacağından hiç söz etmedi.
Halbuki yapılanlar alenen suçtu.
Beklenen karar CHP ve Genel Kurmay Başkanlığının isteği doğrultusunda çıktı.
Karar: ‘ 367 gereklidir.’
KARAR SONRASI: Mahkemenin verdiği kararı yanlış bulabilirsiniz.Buna tepki hakkınız var. Tepki gösterdiğinizde değil, karara uymadığınızda suçlu olursunuz.
‘367 gereklidir’ kararı çıktıktan sonra, Türkiye Büyük Millet Meclis’i karara uymuş mu? Evet uymuş. Kararın gereğini Başbakan ve hükümet yerine getirmiş mi? Evet
Verilen karar uymakla beraber, demokratik hak olarak, verilmesi gereken tepkiyi de göstermiş Başbakan.
Başbakan karar için: ‘yargının yüz karasıdır’ deyince, karar öncesinde mahkemenin vereceği kararı alenen etkilemeye çalışan açıklamalar yapıldığında uyuyan yargı ve demokrasi birden uyanmış.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu,
Erdoğan’ın Meclisi tıkayan ‘367 kararı’ için kullandığı:
‘Yargını yüz karası ,talihsiz ‘ gibi ifadeleri ‘haddi aşmak’ olarak nitelendiriyor.
Hedef gösterildiklerini savunarak suç duyurusunda bulunacaklarını açıklıyor.
Yani anayasa Mahkemesinin alacağı kararı etkilemeye çalışmak suç değil.
Ama karar çıktıktan sonra eleştirmek suç.
Kamuoyunun gözü önünde oluşan bu tabloya
Yargının bağımsızlığını
Hukukun üstünlüğünü
TBMM ‘in her şeyin üstünde olduğunu
Hakimiyetim Kayıtsız ve Şartsız Millet’in olduğunu, sığdırmak oldukça zor olsa gerek..
YÜKSEL ÇİFTÇİ
Henüz Yorum yok