DR.MEHMET NAİM BOZ

İŞE ALINDIN

 

Dünya insanın akıl edemeyeceği kadar esrarengiz sırlarla doludur. Yerin, göğün ve kâinatın yaratıcısı bu mükemmel düzenin sahibi ve idarecisidir. Hepimiz az çok amazon ormanlarını belgesellerde izlemişizdir. Üçsüz bucaksız yemyeşil ormanlar…

 

Yol yok yönlendirici tabelalar yok, görünürde trafik polisleri de yok… Yok, yok yok… Ancak o uçsuz bucaksız yemyeşil ormanda güçsüz kuvvetsiz insan gibi akıllı olmayan kuşlar yavrularına çok uzaklardan gagası ile yem ve su taşırlar. Bu durum o yavrular uçuşu öğreninceye kadar devam eder. Kâinat düzeninde bunun gibi binlerce örnekler var.  Yavrularına karşı bu şefkati aşılayan kim?  

Şimdi insan cephesinden bakalım “Annesi onu, güçsüzlükten güçsüzlüğe uğrayarak karnında taşımıştı. Çocuğun sütten kesilmesi iki yıl içinde olur. Bana ve ana babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur…” (Lokman, 14)  Hiç şüphesiz tüm canlılar içerisinden en güzel şekilde yaratılan insandır. “Biz gerçekten insanı en güzel biçimde yarattık” (Tin, 95/4) 

 

Annenin çocuğuna fedakârlıkları burada anlatmakla bitmez. 9 ay karnında taşı… Zorluklarla doğur… Emzir… Uyuma uyut… Bıkmadan tiksinmeden altını yıllarca sil temizle… Tüm cefalara katlan… Ölünceye kadar yavrum diye bağrına basan bir anne çocuğuna kötülük düşünmesi mümkün değil aklında gönlünde bilmeden yanlışta yapsa iyiliğini düşünür…

Aynı şekilde baba cihetini düşün; dünyaya geldiği günden itibaren güzel bir yaşam için çalış didin imkân dâhilinde sosyal hayatına ölünceye kadar katkı sağlayan, dili döndüğü kadar nasihat eden bir baba kolay kolayı çocuğuna kötülük düşünmez…

Konuya hayatın içinden bir olayla devam edelim… Baba oğluna yaptığı nasihatler onun iyiliği ve erdemli bir kişi olması içindir. Dili döndüğü kadar nasihat eder… Nasihatini özetleyecek olursak: Oğlum inancından, kişiliğinden dürüstlüğünden, dostlarına karşı vefandan, af ediciliğinden, sevgi saygından, düşkünlere yardım etmekten vb. asla ödün verme. 

 

Bir de yaşadığın çevrende asla duyarsız olma mesela evin boşuna yanan ışıklarını söndür… Boşa akan çeşmeyi kapat… Yolda gördüğün çevreye zararlı maddeleri görmemezlikten gelme bertaraf et… 

Tabi bu nasihatler defalarca tekrar edince artık çocuk bıkmış babasına karşı belli etmese de kinlenmiş… Ahhh bir gün gelse iş bulsam senden de nasihatlerinden de artık kurtulacağım, içinden geçirip düşünse de baba nasihatleri kafasında yer etmiş kolay kolay silmek mümkün değil… Baba çocuğun tavrını his etmiş olsa da belli etmeden nasihatlerine yeri ve zamanı gelince devam eder…

Artık kurtulma çaresini iş aramakta bulmuş… Oğul düşünüp taşınırken sosyal medyadan bir iş alımı ilanını görünce doğrusu heyecanlanmış sevincine diyecek yok ama ya şartları tutmaz işe alınmazsa? Şartlara bakmış önce CV ile (özgeçmiş) işe başvurulacak… 

Belgesini almış istenilen gün ve saatte işe alınacak Fabrikanın kapısına varmış… Güvenlikten izin alıp içeriye girince yolu üzerinde yan yatmış devrilmiş bir kapı görür bakıp durur baba nasihati aklına gelir… Düşünmüş içinden babasına kızsa da ama düzeltmeden de geçememiş… Biraz daha ilerleyince açık boşa akan çeşmeyi görür, kapatmadan geçememiş… Derken mülakat yapılacak yere yaklaşınca koridorda aydınlık olmasına rağmen boşuna yanan ışıkları görünce onları da söndürmüş… 

Mülakat odasının kapısına varınca işin zor olacağını anlamış… Çünkü tahmin ettiğinden fazlası müracaat varmış… Oldukça kalabalık… Kim bilir kimin ne torpili var… Kim bilir kim nerelerden referans almış…  Neyse artık gelmiş… Sıra kendisine gelince içeri girmiş… Heyecanla jüriye bakmış elindeki CV’yi  takdim etmiş… Jüri hiçbir şey sormadan elindeki CV’sini okumadan hayırlı olsun delikanlı işe alındın demiş… İnanamamış heyecanından ne yapacağını şaşırmış… Acaba birisiyle karıştırdılar mı? 

Evraklarını tamamla şu günde işe başlıyorsun… Her şey güzel ama çıkınca cesaretle bir şey sorabilir miyim demiş… Beni konuşturmadınız girip çıkan arkadaşlarıma soran hiçbir soruya bana sormadınız. İşe alınma sebebimi öğrenebilir miyim? 

 

Jüri üyelerinden biri gel evlat gizli kameraya bağlı ekranı göstermiş, bu fabrikaya girip mülakata gelen her aday buradan takip ediliyor. Senin gelip takip ettiğin yolda herkes oradan geldi. Senin yaptığın duyarlılığı kimse göstermedi. Devrik kapıyı kaldıran olmadı, Boşa akan suyu kimse kapatmadı. Boşa yanan ışıkları kimse söndürmedi. Esas sorulan sorular bunlardı cevapları da sadece sen kendin verdin. 

Delikanlı ne yapacağını şaşırmış, sanki üstüne kaynar sular dökülmüş… 

 

Doğru babasının yanına gitmiş. Durumunu izah etmiş, babasından özür dilemiş. Bana hayatı sen öğretmişsin ama ben geç anladım özür dilerim babam. Bundan sonra her zaman küçükken nasıl elimden tutup bana doğruyu yanlışı öğretip nasihat ediyordun şimdi daha fazla ihtiyacım vardır… Sana binlerce kere teşekkür ederim babam…

 

Hakkını helal et demiş… Kıssadan hisse… Babalık görevini yapan tüm babalara selam olsun…  Selam ve Dua ile…

 

 

 

 

 

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri