VEDAT DEMİR

Biri Bizi Gözetliyor Dersleri

Uzaktan eğitim ile birlikte sabah 08.30 da başlayan dersler akşam 20.20 de bitiyor. Yani anlayacağınız farklı eğitim kademelerinde öğrencileriniz varsa veyahut da öğretmen iseniz neredeyse günün 12 saati evinizde canlı yayın yapılıyor demektir. Bunun da kendine göre sakıncaları oluyor. Mesela aile mahremiyeti diye bir şey kalmıyor. Zaman zaman bu dersler esnasında istenmeyen nahoş durumlar olabiliyor. 

 

Birçok eğitimci ve veli arkadaşlarımdan bu konuda olumsuz mesajlar alıyorum. Çocuklar zaman zaman ders anında mikrofon ve kameranın açık olduğunu unutabiliyor. Haliyle ev içi mahrem halleri de canlı derslere yansıyabiliyor. 

10 dakikalık aralar bazı ihtiyaçları karşılamak için hiç yeterli bir süre değil. Bu aralarda lavabo, yemek, namaz ve daha başka iş ve ihtiyaçları gidermek mümkün olmuyor. Öte yandan o saatlerde ev işleri bile yapılamıyor. Kimi mutfakta kimi başka bir odada derse giriyor. Elektrikli süpürge veya mutfak robotu gibi aletleri çalıştıramıyorsunuz. Sonra o saatlerde evde ses çıkarmak gürültü yapmak yasak. Yemek saatleri için neredeyse maraton yarışı yapıyorsunuz hele ki tuvalet sorunu bambaşka bir sorun.

İnternet, tablet, bilgisayar sorunları zaten hepimizin malumu… Öğretmenlere ayrıca zorunlu olarak bu dersler için bağlattıkları internet, ders için satın aldıkları ekipmanlar; bilgisayar, mikrofon, kulaklık elektronik yazı tableti ve kalemi, beyaz tahta kamera aynası vb. materyaller için destek verilmesi gerekiyor. 

 

Bu süreçte öğrenci olan her aile sıkıntı yaşıyor. Ancak canlı dersler en çok öğretmenleri yıpratıyor. Karı- koca öğretmen ailelerde aile boyu canlı dersler yapılıyor. Ev onlar için neredeyse okul olmuş durumda… Öğretmenler bu süreçte hem kendileri hem de çocukları için uzaktan eğitim sürecini diğer herkesten çok daha ağır geçiriyor. 

Bir gün sabah, bir gün öğleden sonra işlenen dersler ile dengeleri şaşmış durumda… “Acaba dersim var mıydı?” sorusu her gün ve her saatte öğrenci ve öğretmenlerin sordukları sendrom haline gelmiş rutin soru… Gün içinde aile bireyleri de “ders var mı?” diye birbirlerine soruyor. Çünkü ev içi işleri ona göre planlamaya çalışıyorlar. Küçük bebeklerin olduğu ailelerde işler daha da zor. Bakıcı ve aile büyüklerinin de bu süreçte olmadığı göz önünde bulundurulsa işler tam olarak arapsaçına dönmüş durumda… 

Sağlık çalışanları nasıl ki canla başla bizler için mücadele ediyorsa gücünün son noktasına kadar aile mahremiyeti ve ilişkilerini son noktasına kadar tüketen ve özel zamanlarını hiçe sayarak fedakârca işini yapan öğretmenlerimiz için de bir moral ve destek çalışması yapabiliriz.  

 

Gelin bir akşam da topluma ışık saçan öğretmenlerimiz ve geleceğe ışık olacak öğrencilerimiz için bizler de telefonlarımızın ışıklarını açıp camlardan ve balkonlardan elimizde sallayarak aydınlık günler için eğitim ordusuna ışığımızla destek olalım onları selamlayalım. 

 

Canlı dersinin başında kalp krizi geçiren Aziz SERİN öğretmene ve canlı derslerine yetişmek için kaza yapıp hayatını kaybeden Veli ve Sibel TIRAŞ çiftine ve daha nice hayatını kaybeden öğretmenlerimize Allahtan rahmet yakınlarına başsağlığı diliyorum.  

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri