VEDAT DEMİR

Tandır Geleneğini ‘Özgün Yapılarla’ Yaşatmak

 

Binlerce yıllık geçmişe sahip tandır geleneği, modern dünyada bile teknolojiye, fabrikasyon üretime ve en önemlisi tüketim kültürüne yenik düşmeden hayatımızda yaşatabildiğimiz az sayıdaki kültürel alışkanlıklarımızdan biri olarak devam ediyor.

 

Diyorum ki bu tandırlarımız tarihimizden, geleneklerimizden, kimliğimizden kalan sayılı sembollerden biridir. Bizlere çok şey anlatıyor. Geçmişte ihtiyaçlarımızın onda sekizini kendimiz üretiyorken şimdilerde nerdeyse tamamını hazır olarak satın alıyoruz. Haliyle çalışan, üreten, ürettiğinden güç alan ve ürettiğinin ne olduğunu bilen bir nesilden çalışmayı, üretmeyi unutan tembel bir nesle kayış söz konusu… İşte tam da bu noktada bize çalışmanın, üretmenin ve sağlıklı beslenmenin ne olduğunu hatırlatan hala tandırda el emeği ile bu lezzet ve kültürden vazgeçmeyen kadınlarımız var.

 

Bu yönü itibarıyla tandırları çok önemsiyorum. Daha çok kırsalda yaşatılan tandırlar, kentimizin hızlı bir şekilde büyümesi ile birlikte kırsaldan göçen insanımız tandır kültürünü kent merkezine de taşımayı ihmal etmediler. Bugün kentimizin pek çok semtinde tandırları yer yer görebiliyoruz. Kenar semtlerde yoğun olmakla birlikte gelişen semtlerimizde bile tandırlara rastlayabiliyoruz. İster kenar semtlerde isterse kentin gelişen merkezi yerlerinde olsun tandır hala insanımızın yaşantısında önemli bir yer ediniyor.

Bu bakımdan bu kültürü yaşatmak adına kentimizin yönetimine buradan bir fikir ile sesimi duyurmak istiyorum. Gerek modern semtlerimizde gerekse de kenar semtlerimizde varlığını hala sürdüren binlerce yıllık geçmişe sahip bu kültür öğemizi, günümüz kent yaşantısına uygun olacak özgün bir proje ile yaşatmaya var mısınız?

 

Tarih ve kültürel varlıklar hep geçmişten kalacak değil ya! Bu sefer gelin biz geleceğe önemli tarihi eserler inşa edelim. Özgün bir mimari proje ile halkımızın bu yaşattığı kültür öğesini bölgemizin mimarisinde kullanılan Mardin Taşı ile ya da yığma taştan, odunluğunu da içine alacak şekilde bir proje geliştirip halkımızın ihtiyaç duyduğu yerlere ve mevcut tandırların yerine inşa edelim. 

Mevcut halde kentimizin muhtelif yerlerine kaçak olarak yapılan bu tandırlar çok çirkin bir görüntü arz ediyor. Bu haliyle değerli bir kültür öğesi olmak bir yana görüntü kirliliği arz ediyor.

 

Bu proje ile hem halkımıza bu kültürü daha modern ve temiz bir tandırda yaşatma imkânı elde etmiş oluruz. Hem de tüketimin doruk noktaya vardığı bu çağda üretim kültürünü halkımıza hatırlatıp üretimin kalkınmanın temeli olduğunu anlatma imkânı elde etmiş oluruz. Öte yandan kentin kimliği ile turizm değerine bir motif daha katmış oluruz.

Çocukluğumda evimizin bahçesinde bir tandırımız vardı. Zaman zaman annem de tandır ekmeği yapardı. Tandırdan sıcak sıcak çıkan ekmeğin kokusu hala burnumda tütüyor. Taze çıkan bu ekmekten bir tanesini kuru kuru rahatlıkla yiyebiliyorsunuz. Hele o közlenen patlıcanlardan yaptığı İmam Bayıldı’nın kokusu ve lezzeti yok mu? Hala hatıralarımda dipdiri yerini muhafaza ediyor. Közlediğimiz patatesleri hiç söylemiyorum bile…

 

Unutulan bu kokuları ve tatları yeni nesillere hatırlatacak olan bu tandırların yeni yüzüyle yaşatılmasını ümit ediyorum. Bu arada önünden geçerken göz hakkı diye tanırda pişirdiği sıcak ekmeğini paylaşan cömert annelerimize selam, sevgi ve şükranlarımızı sunuyorum.

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri